ALTIN
DOLAR
EURO
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ordu °C

MEKKE’NİN FETHİNDEN ALINMASI GEREKLİ DERSLER

10.01.2020
1.650
A+
A-
MEKKE’NİN FETHİNDEN ALINMASI GEREKLİ DERSLER
Reklam

Mekke’nin Fethinden Alınacak Dersler

Şüphesiz ki tarihi hadiseler ibret ve öğütlerle doludur. Hele ki Peygamberimizin yaşayıp yazdığı tarih bizim için can simidi misallerin mebzul miktarda olduğu vazgeçilmez belgelerdir. Bunların başında Mekke’nin Fethi önemli bir dönemeçtir. Şimdi adına bir sure inen ve ‘’ Biz sana apaçık bir fetih verdik‘’ diye başlayan surenin sonunda  ‘’Onları Allah’ın lütuf ve rızasına talip olarak rükûda ve secdede görürsün…’’ayetiyle biten Fetih Suresinden ilk dersimizi alalalım:

1.Fetih nesli alnı secdeli kalbi Allah rızasında bir nesildir. On bin kişilik ordunun komutanı Mekke’ ye kan dökmeden girerken devenin üstünde alnı secdede olarak giriyor. Secde bilmez, kıble tanımaz ama islamıyla öğünür bir kesime önemli bir tespittir. Bu gün maalesef namaz kılma oranımız yüze yirmi üçe düşmüştür. Ölen her bin kişiden yedi yüz yetmişi alnı secdeye gitmez, kıblesini kaybetmiş Müslümanlar neyi ifade ediyor? Bazı hoca kardeşlerimiz mevtayı kabre koyarken ‘’ aman yüzünü kıbleye çevirelim ‘’ uyarısı yapıyor. Sevgili hocam yaşarken kıbleye dönmeyenin cesedi kıbleye dönse ne fayda olacak?

2.Fetih günü Ebu Bekir (r.a.) efendimiz ortalıktan kayboluyor. Babası Ebu KuHafe henüz Müslüman olmamıştır. Babanın cehennemden kurtulması için onu arayıp bulur, sırtında Mekke sıcağında Rasulullah (s.a.v.)in huzuruna getirir, onun telkiniyle  imana kavuşmasını sağlar.Aynı heyecanın  bizde de olması gerekir. Bunca yolunu şaşırmış, kıblesi şaşmış, şeytanın ve nefsin tuzağına düşmüş hısım akraba ve kardeşimiz bizim uykularımızı kaçırmalı. Mesele, cennete adam kazanmaktır. İşte zamanın durumu ortada, dünya insanımızın içini işgal etmiş ,gemi çoktan su almaya başlamış.Aile yapımız derin çatlaklarla parçalanmak üzere, biz hangi kıyameti bekliyoruz?

  1. Şehre girerken ensardan biri ‘’ bu gün intikam günü , bu gün kureyşin zillet günü ‘’ diye gürleyince Alemlere Rahmet Peygamberi hemen sesleniyor : ‘’ Bu gün merhamet günü , bu gün aff günü , bu gün Kureyşin izzet günü ‘’ buyuruyor.Bir kaç dakika içinde kendisine ve ashabına onca zulüm ve işkence edenleri bağışlayıp affediyor.Hiç birine geçmişin hesabını sormuyor. Kızı Zeyneb’in katili bile bu aftan nasibini alıyor.Birden bire endişeler yerini sevince bırakıyor .Ölümden kurtulanlar küfrü terk edip İslam a koşuyor ,imana kavuşuyor.
  2. Bu imana koşanlar arasında yirmi yaşında bir genç Attab bin Esed Rasulullah’ın karşısına geçip imanını haykırıyor ‘’ Ben Esedin oğluyum. Ben Attabım ,senin Allah’ın resulü olduğunu kabul ediyorum.Ben Allahtan başka ilahları ret ediyorum’’ Efendimiz bu cesur yüreğin sahibini yanına çağırıp  ‘’ bende seni Mekke’nin  valisi yaptım ‘’  müjdesini veriyor. Birde günümüzde oyunun, eğlencenin, şehvetin girdabında heder olan gençlerimiz. Onlara kim sahip çıkacak , onları olması gereken yere kim götürecek sorusuna cevap arayalım.
  3. Kabenin içi dışı putlardan temizlenmiştir. Peygamberimiz Ümühani nin evinde boy abdesti alıp sekiz rekat şükür namazı kılar.Demek her başarı, verene şükür gerektirir.Zaferi nefse değil Allaha verip, secdeyle şükür bize düşer.Böylece egosu tavan yapan kişilik yerini ‘’ bu Rabbimin ikramıdır ‘’ ikrarında bir mütevazi mümin olmak gerekiyor.Bu gün ufak başarıları gözünde büyütüp nefsini putlaştıran , Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğü havasına giren nice gaflet kurbanı insanlar tanıyoruz.Oysa mezarlıklar vazgeçilmez olduğunu sananlarla doludur.

6.Öğle vakti olmuştur. Efendimiz (s.a.v.) Bilal’e Kabenin damında ezan okumasını emreder. Böylece kalplerde var olan yanlışların son kırıntılarını da siler. İstese Safa yada Merve tepesinde okutabilirdi. Mümin bir kul,  rengi,  ırkı, soyu, sülalesi ne olursa olsun kainatın en şerefli varlığıdır. Bilal de imanın faturasını fazlasıyla ödemiş şerefli müminlerden biri olarak Kabe’nin damına çıkarak ezanını okumuştur.

  1. Peygamberimiz(s.a.v.) Kabe’nin anahtarını Osman b. Mazun dan getirmesini ister. Henüz imana gelmemiş Osman anahtarı getirip verir. Kabe’nin içi resim ve heykel putlarından temizlenir. Rasulullah (s.a.v.) yanına Usame ve Bilal’i alıp Kabenin içine girer, iki rekat namaz kılar. Çıkışta anahtarı yine Osman’a verir. ‘’Yıllar önce bu kapıyı açmayıp bana burada namaza müsaade etmediğinde sana ne dediğimi hatırlıyor musun ‘’ sorusunu sorar. Osman da ‘’ evet hatırladım. Bir gün bu anahtar bende olacak, istediğime vereceğim demiştin. Şimdi ben inandım sen Allah ın resulüsün ‘’ diyerek evin yolunu tutar.İşte şefkat ve merhamet ,rahmet Peygamberi…Dinini kinine kurban edenler bu rahmeti anlayamazlar.Mevlana boşa söylemiyor ‘’ Ehli dini ehli kinden ayrı bil.’’

8.Akşam olur peygamber nerede kalacak sorusu akıllarda dolaşır. İstediği evde kalma imkanı vardır. Bir çadır ister Hatice’ sinin yanı başına kurdurur, gecesini O’nun yanı başında geçirir. Vefa dersini unutulmayacak şekilde kalplere kazır. Yola çıkarken beraber olduğunu yolda unutmaz .İşte kainatın gözbebeği  ebedi önderimiz böyle yüceliklerin ebedi örneğidir.Şimdi işin edebiyatını yapıp uygulamasını başkasına bırakanlara unutulmaz ölçüler bunlardır demek vaktidir.

Huneyn zaferi sonrası ganimetler ve esirler Cirane de toplanır. Bir kadın sizin efendinizle görüşeceğim diye gelir. Rasulullah  (s.a.v.) ın huzuruna çıkan kadın kendisinin sütkardeşi Şeyma olduğunu söyler. Çocukken kuzuları otlatırken kavga ettiklerini ve o zaman kolunu ısırdığını ve izin kolunda hala durduğunu söyler ve gösterir. Efendimiz o günleri unutmamış  Şeyma’yı  hatırlamıştır. Anne ve babasını sorunca öldüklerini öğrenir. Şeyma ya izzet ve ikramda bulunur. Şeyma kabilesine dönmek isteyince  Ona devler koyunlar ve iki tane hizmetçi hediye eder. Bir kaç gün bekler kabilesi gelsin Müslüman olsun esirler ve ganimetler geri verilsin.Ama gelen olmayınca ganimetler ve esirler dağıtılır. Bu sefer Şeyma’nın kabilesinden elçiler gelir. Esirleri  kastederek bunlar senin süt teyzelerin, süt halaların ,süt dayıların ve süt amcaların deyip serbest kalmasını rica ederler.Peygamberimiz (s.a.v.) ashabına aynı sözlerle esirleri serbest  bırakmayı teklif eder birkaç saat içinde altı bin esir serbest  bırakılıp hürriyetine kavuşturulur.Evet bir sütün hatırına unutulmaz bir vefa örneği sergilenir.Şimdi anne babasından  vefayı esirgeyen evlatlara bu tablo ne anlatır sormak lazım.

9 .Cirane de namaz vaktidir . Bilali Habeşi (r.a.) unutulmaz bir ezen okur. Bir gurup genç henüz Müslüman olmadıkları için ilk defa duydukları ezanla alay edip  türkü formatında bir şeyler söylerler. Ashabın morali bozulmuş bunlara haddini bildirmek için müsaade isteyenler olmuştur. Ama Peygamberimiz  (s.a.v.) sesinin güzelliği ile dikkat çeken  Ebu Mahzure’yi yanına çağırır. Onu hiç azarlamaz ve ‘’ sesin güzelmiş. Seni Mekke’nin müezzini yapıyorum ‘’ der, ezanı ona öğretir. Delikanlı hemen Müslüman olur ve Kabe’de müezzinliğe başlar. İşte insan keşfetmek ve kazanmak böyle bir yoldur. Bu güzellikleri bize en güzel insan öğretir.

  1. İkrime b. Ebu Cehil Mekke fethedilince şehri terk edip gider. Eşi Ümmü hakim gelip Müslüman olur, kocasının bağışlanmasını ister. Peygamberimiz eşine vefada örnek bu kadının isteğini kabul eder. Eşini şirkten ve de cehenneme düşmekten kurtarmak için mübarek kadın yollara düşer. Adım adım çöllerde eşini arar. Nihayet Kızıldeniz de gemiye binmiş olarak onu yakalar. Peygamberin kendisini affettiğini söyleyip ikna eder. Beraber Mekke’ye gelirler. Efendimiz onu sevinçle karşılar. Peygamberin önünde şehadet getirip Müslüman olur. Ve Rasulullahın huzurunda malını canını Islama adadığı sözünü verir. Hatta ordu komutanı olduğu Müte savaşında şehitlik rütbesiyle bu dünyaya veda eder. Birbirine olmadık eza cefa eden eşlere buradan ibretler dersler ne söyler düşünmek lazım.
  2. Öğle bir rahmetten Vahşi gibi biride nasip alır. Âlemlere rahmet olan Efendimiz Mekke den Taif e kaçan, orası da kuşatılınca Şama giden Vahşiye mektup gönderir. Tam üç defa gelen mektuplar onu ikna eder Medine ye gelip Vahşi Müslüman olur. Ona amcasını nasıl öldürdüğünü sorar anlatmasını ister. Vahşi anlatırken gözyaşları yanaklarını ıslatan Nebi onun kulağına eğilerek ‘’ görüş açımda pek bulunma ‘’ diyerek tembihte bulunur. İçinde Ona karşı bir kırgınlık olmasın ister.

12.Mekke fethedilmiş ensar da bir endişe başlamıştır. Efendimiz artık burada mı kalacak ? Alemlere sultan, onları yanına çağırır. Hayatının geri kalanı ve vefatının onların arasında olacağı müjdesini verir. Böylece en zor zamanda kendisine kol kanat geren ensarını yalnız bırakmaz. Kıyamet sabahına kadar Medine’nin aziz misafiri olmayı tercih eder.

Gönüllerin fethinin şehirlerin fethinden önce ve önemli olduğu dersini bizlere veren efendimize , onun güzide ashabına ve onları en güzel şekilde takip eden kutlu yolun yolcularına sonsuz salat ve selam olsun.!

Recep UZUN

Yorumlar

Reklam
BİR YORUM YAZIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.