BİR LEYLA İKİ MECNUN
Padişaha haber gelir : Bir Leyla var ona aşık olduğunu iddia eden iki de Mecnun.Padişah huzura alır aşıkları .Birine yan odaya geçmesini söyleyip diğerine “Leyla’yı ne kadar seviyorsun?” diye sorar.”Tarifi imkansız “ der bizimki.
-“Leyla için bir elinin kesilmesine razı olur musun” sorusuna.
-“Feda olsun bir elim Leyla’ya” der aşık genç.
“Anlaşıldı” der padişah gönderir öbür odaya. İkinci genç getirilir huzura. Aynı sorular ona da sorulur.
-“Leyla için bir elinin kesilmesine razı olur musun?”
-“Kestirmem leylamın elini” cevabı hayli heyecanlandırır padişahı. Çünkü beni yok etmiş geride ne varsa Leyla olmuştur delikanlı.”Sen gerçek mecnunsun” der padişah.” Diğer genç Leylasını arasın” diyerek meseleye son noktayı koyar.
Sevgi ve aşk bir iddiadır dostlar, ispatı gerekir.Laf etmek yetmez sevgiyi delillendirmeye. Bir bedeli vardır.
Şimdi Peygamber Efendimize (s.a.v.) kulak verelim:
“Kim benim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur. Kim beni severse cennette benimle birlikte olur”(kalbin erbaini.sayfa:196.Prof.Dr.Mehmet Görmez).
Ali İmran 31. Ayette Rabbimiz “De ki: Eğer siz Allah’ı seviyorsanız, o taktirde bana tâbi olunuz ki Allah da sizi sevsin ve sizin günahlarınızı mağfiret etsin . Ve Allah Gafurdur, Rahîmdir.”Buyururken muhabbeti peygambere itaate bağlıyor.
Ahzap:21. Ayette ise ” Andolsun ki, Allah’ın elçisinde sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah’ı çok anan kimseler için en güzel bir örnek vardır.” buyuruyor Rabbimiz.
Şimdi düşünmek lazım; Peygamberi örnek, önder ve rehber bilenin Onun sünnetine uyması Allah’ ın açık emriyken, Peygamber de sünnetini yaşatmayı sevginin ön şartı sayarken başka türlü düşünmeye neden ve gerek var mı ?
Ashabı kiramdan günümüze peygamberi sevenlerin ortak özellikleri vardır. Bu özelliklerden bazılarını hatırlamakta yarar var:
1.Onun hal ve ahlakını kendine örnek almak. Ahlakı Muhammedi ile ahlaklanmak . Onun sünneti, ahlakının hayata yansıması olduğuna göre biz de bu noktada izinin takipçileri olmalıyız.
2.O’nun her sözü Kurandan sonra en büyük hazinemiz olmalı. Zaten her Müslüman sünneti Kuranın pratiği olarak anladığı gibi, hadisleri Kuranın en önemli tefsiri sayar. Bu yüzden sahih hadislerin tespiti ve kayıtlara geçmesi için binlerce âlim ömrünü tüketmiştir. Tarih bunun destansı örnekleriyle doluyken bu emeklere birilerinin kezzap dökmesi kötü niyetten öte bir suikastten başka ne olabilir.
3.Onun dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmalı.” Anam babam, canım sana feda olsun” diyen peygamber âşıklarını üzmek, onların hatıralarına saygısızlık etmek hiçbir imanlı vicdanlı Müslümanın yapacağı bir iş değildir.
Netice olarak ; yukarda anlatılan kıssada olduğu gibi peygamberi aşk derecesinde seven benlik elbisesinden soyunmalıdır.O’nun mübarek hatırına hürmette kusur etmemeli.Kuranı anlayıp uygulamada onun kılavuzluğunu bırakıp başka kılavuzların peşine düşmemeli.Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v.) dururken, uyduruk Mustafaların iğvasına kapılmamalı.İdris Sabih Beyin sözleri ikrarımızdır:
Dünya ve ahiret Efendimiz;
Bir Ulü’l-emr idin emrine girdik.
Ezelden bey’atli hakanımızsın.
Az idik sayende murada erdik.
Dünya ve ahiret sultanımızsın.
Unuttuk İlhan’ı Kara Oğuz’u.
İşledik seni göz bebeğimize.
Bağışla ey şefi’ kusurumuzu.
Bin küsür senelik emeğimize.
Suçumuz çoksa da sun’umuz yoktur.
Şımardık müjde-i sahabetinle.
Gönlümüz ganidir, gözümüz toktur.
Doyarız bir lokma şefaatinle…
Nedense kimseler dinlemez eyvah.
O kadar saf olan dileğimizi.
Bir ümmi isen de ya Rasulallah.
Ancak sen okursun yüreğimizi.
Salat ve selam O’na ve bütün sevenlerine olsun…
RECEP UZUN
ruzun5252@gmail.com