ALTIN
DOLAR
EURO
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ordu °C

TAKVANIN İKİ KANADI: “HELAL LOKMA, SALİH AMEL”

04.12.2021
545
A+
A-
TAKVANIN  İKİ KANADI: “HELAL LOKMA, SALİH AMEL”
Reklam

Takva; Allah korkusuyla haramlardan uzak durup, farzları özenle yerine getirme hali. Bu hal ile Yaratanın azabından rahmetine sığınan ve onun cennet ödülüne layık olan samimi mümin demektir. “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten nasıl sakınmak gerekiyorsa öylece sakının ve siz ancak Müslümanlar olarak ölün’’ (Ali İmran 102) ayeti takvayı tarif ediyor. Hz. Ali efendimiz takvayı şöyle tarif etmişler : “Takvâ, Allah’tan korkmak, Kur’ân ile amel etmek, aza  (helale) razı olmak ve göç gününe (âhirete) hazırlanmaktır.”

Takvanın üç derecesi :

1.Şirk ve küfürden sakınmak takvanın ilk adımıdır.

2. Günahlardan sakınmak , farzları eda etmektir.

3. Kalbi Allahtan gafil kılacak şeylerden sakınıp sünnet ve edeplere dikkat ederek kulluk vazifelerini ifa etmektir.

‘’Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır’’ ( Hucurat ;13)Takvanın Allah katında kıymet ölçüsü olduğunu gösterir.Peygamber Efendimize en faziletli mümin kimdir diye soruluca:“Kalbi mahmüm (pak), dili doğru sözlü olan herkes.” Cevabını verdiler.

Ashab: “Doğru sözlülüğün ne demek olduğunu biliyoruz. Mahmümu’l-kalb ne demektir?” diye sordu.

“(Mahmüm kalb), Allah’tan korkan tertemiz kalptir, içinde günah yoktur, zulüm yoktur, kin yoktur, hased yoktur” buyurdular. (İbni Mace)

Takva sahiplerine verilen  müjdeye gelince ; ‘’Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah’ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür.’’(Ali İmran ;14/15)ayetine bakmamız yeter.

Takvaya ermenin yolu da şöyle gösterilmiş

Yüce Rabbimiz her konuda öncü ve örnek olarak gönderdiği elçilerine:

  “Ey Peygamberler! Bu dünyada size bahşedilen temiz ve helâl yiyeceklerden yiyin için ve daima salih ameller yapın. Hiç kuşku yok ki, Ben yaptığınız her şeyi bilmekteyim.”(Müminun;51)  ayeti bize takvanın iki kanadı olduğunu öğretiyor:

1.Helal ve temiz gıda

2. Salih amel(Allah’ın razı olduğu iş)

Helal: Dinen yapılması veya yenip içilmesi yasaklanmayan, serbest bırakılan şey demektir. Ayette rabbimiz şöyle buyuruyor ‘’ Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır’’ ( Bakara ;168) Peygamberimiz Sad b. Ebu Vakkasa hitaben  ”Ya Sa’d! Helal ve güzel (olan, haramdan arınmış olanı) ye. Duan kabul olur. Muhammed’in nefsini kudret elinde tutana yemin olsun ki karnında haram lokma bulunan kulun duası kırk gün kabul olmaz. Bedeni haram ve riba ile beslenen kişiye cehennem daha layıktır”. sözünü söylemiştir.

Mevlânâ Hazretleri buyurur:

“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki vücuduma şüp­heli birkaç lokma girdi. Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helâl lokmanın mahsûlüdür. Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma şüpheli veya haramdır. Nur ve kemâli artıran lokma, helâl kazançtan elde edilen lokmadır.”

Nitekim Hak dostlarından Süf­yân-ı Sev­rî -kud­di­se sir­ruh-:

“Ki­şi­nin din­dar­lı­ğı, ek­me­ği­nin he­lâl­li­ği nis­be­tin­de­dir.” bu­yur­muş­tur.

Yine bir ­gün ken­di­si­ne: “Efen­dim! Na­ma­zı bi­rin­ci saf­ta kıl­ma­nın fa­zî­le­ti­ni an­la­tır mı­sı­nız?” de­dik­le­rin­de de he­lâl lok­ma­ya dik­kat çek­miş ve kar­de­şim! Sen ek­me­ği­ni ne­re­den ka­za­nı­yor­sun, ona bak! Ka­zan­cın he­lâl ol­duk­tan son­ra, han­gi saf­ta di­ler­sen na­ma­zı­nı ora­da kıl; bu hu­sus­ta sa­na güç­lük yok­tur.” ce­va­bı­nı ver­miş­tir.

Şunu unutmayalım ki helal lokma ibadet aşkı ve şevki meydana getirir, haram ise ibadet iştiyakını söndürür, ibadet zevkini öldürür. Namaz kılan haramilerin ibadeti unutmuş , deist çocukları olur. Hem kendilerine hem de  çocuklarına yazık etmiş olurlar.Ülkemizde yapılan sosyolojik araştırmalarda bunu doğrulamaktadır.

Behlül Dânâ bir gün Harun Reşid’den bir vazife ister. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verir. Behlül hemen işe koyulur. İlk olarak bir fırına gider. Birkaç ekmek tarttırır, hepsi normal gramajından noksan gelir.

Dönüp fırıncı ya sorar:

“Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk çocuğunla ağzının tadı var mı?”

Adam her soruya olumsuz cevap verir. Memnun olduğu tek bir şey yoktur.

Behlül bir şey demeden oradan ayrılır ve bir başka fırına geçer. Orada da birkaç ekmek tarttırır ve görür ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor. Aynı soruları bu fırının sahibine de sorar ve her soruya olumlu cevap alır.Bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru Harun Reşid’in huzuruna çıkar ve yeni bir vazife ister. Harun Reşid; “Behlül, daha demin vazife verdik sana, ne çabuk bıktın?” der.

Behlül açıklama yapar: “Efendimiz çarşı pazarın zaten bir ağası varmış. Benden önce ekmeklerle birlikte vicdanları da tartmış ve buna göre herkes hesabını ödemiş, yani bana ihtiyaç kalmamış” der…

Salih amel: ‘’Her şeyin sulh u salah içinde ilahi ölçüler istikametinde , düzgün ve her iki cihan içinfaydalı olmasını ifade eder.’’ ( O.N. Topbaş; İslam Tefekkür Ufku;381)

Bir insanın ahretini kurtaran şey ise, yalnızca iman etmesi değil, aynı zamanda o imana uygun Salih ameller işlemesidir. Çünkü Salih amel, samimi imanın da bir göstergesidir. Buna karşın, yalnızca “iman ettim” deyip, bu imanın gereklerini yerine getirmemek, insanı kurtarmaz. Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır: ‘’ İnsanlar, biz Allah’a ve ahiret gününe inanıyoruz demekle hiç imtihan edilmeden bırakılacaklarını ve kolayca cennete ulaşacaklarını mı sanıyorlar? Ne kadar da yanılıyorlar. Doğrusu Biz, onlardan önceki çağlarda yaşayan Müminleri de birtakım bela ve musibetlerle sınamıştık. Allah kullarını böyle imtihan etmek suretiyle, söz ve davranışlarında doğruluktan ayrılmayan dürüst ve samimi insanları mutlaka seçip belirleyecek, iman iddiasında bulunan  ikiyüzlü yalancıları da kesinlikle ortaya çıkaracaktır ‘’ (Ankebut Suresi, 2-3 , Mahmut Kısa Meali)

Bir amelin salih amel olabilmesi için;

a) Salih ameli yapan kişinin müslüman olması,

b) Salih amili imanın gereği olarak yapması,

c) Kur’an’a ve Sünnete uygun olması,

d) Tam bir ihlâs veya iyi bir niyetle(Allah için ) yapılması gerekir.

Salih amelin neticesini Rabbimiz Ankebut Suresi 9.ayette şöyle müjdeliyor : ’Ayetlerime  iman ederek güzel ve yararlı davranışlar (salih ameller ) sergilemiş olan kimseleri, o gün cennete, iyi insanların arasına katacağım’’

Ey Yüce Rabbim!

Bize helal kazanıp salih ameller işlemeyi nasip et. Bizi bahtiyar kularının arasında cennetine girdir. (Amin)

Yorumlar

Reklam
BİR YORUM YAZIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.