SÜNNETE UYAN MÜSLÜMANIN ALDIĞI GÜZEL NETİCE

Peygamber efendimiz her konuda önder ve örneğimizdir.Allah bunu böyle istemiş ve bize kuran lisanıyla tavsiye etmiştir.Ahzap Suressi ;73.ayette ‘’…Allahın elçisi size engüzel örnektir’’ vurgusu dikkat çekicidir. Kıyamete kadar gelmiş ve gelecek her samimi Müslüman kamil iman ve istikamette en üstün kulluk modeli olarak önünde hep onu görür. Peygamberimizin nezih hayatı , kurtarıcı nasihatleri , eşsiz kişiliği karanlık yolları aydınlatan ilahi bir nur olarak parlamaktadır.İki cihan güneşi efendimiz varken isli lambalardan medet ummak ne akıl karıdır , ne de inanmış müslümanın tavrıdır.

Değerli doslarım, bu hakikati tek bir misalle dikkatlerinize sunmak istiyorum. Peygamber efendimiz (s.a.v.)in istihare ile ilgili tavsiyeleri çoğumuzun mağlumudur.Beraber okuyalım.

Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tıpkı bir Kur’an sûresini öğretir gibi, bize her iş için istihâre yapmayı öğretirdi. Şöyle buyururdu:

“Herhangi biriniz bir iş yapmak istediğinde, farz namazlardan ayrı olarak iki rekât namaz kılsın, sonra da şöyle desin:

Allahım! Sen her şeyi bildiğin için, hakkımda hayırlı olanı bana da bildirmeni, senin gücün her şeye yettiği için, beni başarılı kılmanı ve hayırlı olanı nasip etmeni, senin o büyük kereminden  niyaz ederim. Çünkü senin gücün her şeye yeter, benimki yetmez; sen her şeyi bilirsin, ben bilemem. Şüphesiz sen görülüp bilinmeyenleri de bilirsin.

Allahım! Eğer bu işin benim dinim, dünyam ve âhiretim için hayırlı olduğunu biliyorsan (râvi, sözün burasında Hz. Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddüt etti. Onun şöyle demiş olabileceğini söyledi: “şimdi veya daha sonrası için hayırlı olduğunu biliyorsan”) onu yapmayı nasip et, kolaylık ver ve onu bana mübarek kıl. Şayet bu işin benim dinim, dünyam ve âhiretim için kötü olduğunu biliyorsan (yine râvi, sözün burasında Hz. Peygamber’in hangi ifadeyi kullandığında tereddüt etti. Onun şöyle demiş olabileceğini söyledi: “şimdi veya daha sonrası için kötü olduğunu biliyorsan”) onu benden, beni ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise onu bana nasip et, sonra da gönlümü bu sonuca râzı kıl!” der ve isteyeceği şeyi söylerdi.

(Buhârî, Teheccüd 28, Daavât 48, Tevhîd 10. Ayrıca bk. Tirmizî, Vitr 18; İbni Mâce, İkâme 188.

Ramazan da sohbet için gittiğim Almanya da Ali Can Beyle tanıştım. On parmağında on marifet denilen ender ve örnek şahsiyetlerden biri bu kardeşimiz.Şarap fabrikasını mescide  hatta külliyeye çevirmiş .Hoş sohbet ,ehli tasavvuf  ,hepsinden öte samimi gayretli ,himmetli ,kalbinde ümmet derdi olan aktif bir müslüman. Onun yaşadığı sünnet hassasiyetli bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Yıllar önce akılamaz kar payı veren holdinkler vardı.İnsanlar milyonları ,milyarları bu holdinglere aktardı.Gerek yöneticilerinin basiretsizliği ,gerekse 28 Şubatçı zihniyetin baskı ve kumpasları bu şirketleri batırdı.İşte o günlerden birinde Ali Can Beyimiz yüz bin markını alıp o holdinglerden birine yatırmak için Türkiye ye geliyor.Parayı teslim etmeden bir istihare yapayım diyor. Rüyasında niyet ettiği holdingin başkanı ‘’kardeşim ben yeteri kadar vebali üzerime aldım. Bi de sen vebalini bana yükleme.’’ ikazında bulunuyor. Bizim ki istihare den gerekli dersi aldığı için parayı yatırmaktan vaz geçiyor. Tabi parasını batmaktan kurtardığı için Rabbine şükrediyor. İşte peygamber sözüne ‘’ İstihâre eden, mahrum kalmaz’’ uyan samimi müslümanın aldığı ibretlik sonuç.

Bizede ibretlik kıssadan dersler çıkarmak kalıyor. İş ve kararlarımızı Kuran ve sünnetle mizan edelim. Dünya ve ukbada bizi üzecek dertlerden kurtulalım.Rabbim bizi kendine hakiki kul , Rasulüne salih ümmet eylesin!..

Recep UZUN

ruzun5252@gmail.com