ALTIN
DOLAR
EURO
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ordu °C

RAMAZANI AŞKLA YAŞAYIP TAKVA DİPLOMASI ALMAK

22.05.2018
208
A+
A-
RAMAZANI AŞKLA YAŞAYIP TAKVA DİPLOMASI ALMAK
Reklam

Bakara Suresinin 183.ayetinde Rabbimiz: “ Ey iman edenler! Oruç sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi, günah ve kötülüklerden korunabilmeniz (takvaya erebilmeniz) için size de farz kılınmıştır.” Buyururken takva hedefini göstermiştir. Oruç nefsanî ve şehevî arzuları dizginler, insanı azgınlıktan, kötülükten menedip hayırlı amellere yöneltir. Kalbin Allah’a bağlılığını artırır, ona bir meleklik zevki ve saflığı bahşeder. Orucun bu şekilde birtakım ruhî ve bedenî faydaları; sosyal ve ahlâkî yönden güzel neticeleri bulunmakla beraber, bunların hepsi birer fayda olup, farz oluşunun sebebi ve hikmeti değildirler. Bunun için mümin, bu sayılan faydaları elde etmek öte, Allah’ın emrine uyup O’na kulluk görevini yerine getirmek amacıyla orucunu tutmalıdır.Biz Onun için ibadetimizi aşkla yaparsak neticeyi beklentimizin üstünde zaten verecektir.

 

Şimdi Peygamberimizin ramazan hayatını dikkate alarak neler yapabilirizin cevabına arayalım:

 

Öncelikle kalite bir oruç ibadetinde bütün duygu ve organların oruç tutması gerekir. Yemek içmek ve cinsellikten uzak durduğumuz gibi göz kulak dil ve diğer organlarımız menhiyattan korunmalı. Ruhumuzu huzura erdirecek bir gönül iklimi yaşanmalı. İbadetimizi zedeleyecek, ilahi huzurda elimizi boşa çıkaracak masiyetten uzak durmalı. Yılın en uzun ve en sıcak günlerinde tutacağımız oruç cennet beratımız olan takva diplomasını bize kazandırsın inşallah. Bununda formülü aşk var şikayet yok. Bu konuda varsa söküklerimizi aşkla dikmeliyiz.Çünkü “aşkın iğnesiyle dikilen dikiş , kıyamete kadarsökülmez imiş.” Uyarısı kulağımıza küpe olmalı. Yüce Rasulün (s.a.v.) yokluk ve savaş ortamında Hicaz sıcağında tuttuğu oruçları düşünüp nimetler içinde yüzdüğümüz  günlere ayrıca şükretmeliyiz. Teessüfle belirtmeden geçemeyeceğim konu Ramazanda özellikle Resulün ve ashabın çektiği çileli hayatı kazanç kapısı , ticaret vesilesi yapan bir kesimin olduğu gerçeğidir.Müşterisi fazla kalabalık bu sektörden uzak durmalı bu işi Allah için yapan adanmışlara yakın olma gayretine girmeliyiz.Mevlana “Kuranı, ona kurban olandan dinleyip anlamaya çalışın” uyarısını yapıyor.

 

Kuranın indiği bu mübarek ayda hatim yapmaya dikkat edelim. Mukabele, yada teravihi hatimle kılma şeklinde de olabir bu hatim. Ancak ilahi mesajlardan hisse almaya çalışalım. Bazen bir ayet ebedi saadet kapısının anahtarı olabilir. Uyanık bir gönülle Kuranı anlayıp yaşamak için hatim yapalım. İmanı ekmel, ameli Ecmel, ahlakı Ahsen bir güzel kul olma gayret ve duasında olalım inşallah.

 

Teravihleri ehil hocaların ardında erkan ve adabına uygun bir şekilde edaya dikkat etmeli.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Her kim inanarak ve (sevabını yalnızca Allah’tan) umarak Ramazan (gecelerini) ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 27) Terâvih, bir gece namazıdır. Terâvihe, ‘Ramazan namazı’ da denir. İmâm-ı Âzam (rh.a.), onun “sünnet-i müekkede” olduğuna hükmetmiştir.Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “ Allah(cc) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini (teravih namazını) sünnet kıldım. Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah’dan (cc) umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur” (Nesai) buyurmuşlar. Yine Buhari’ de geçen bir hadisi şerifte : “Kim teravihi gerekli özeni göstererek kılarsa Ramazan gecelerini ihya etmiş olur” vurgusunu yapmışlar. Maalesef bu ibadeti çabuk kıldırma bahanesiyle hıza kurban eden gafiller az değildir. Birde kendisi kılmayan, kılan Müslümanları bu namazdan soğutmaya çalışan sözde âlimler türedi. Peygamberimizin sahih sünnetine eğri bakan bu çok bilmiş taifesinin iğvasından kendimizi korumalıyız.

 

Ramazan aynı zamanda infak ve yardım ayıdır. Zekat başta olmak üzere fitre ve diğer sadakaların bin bir yaraya merhem olduğu bu ayda imkanlar ölçüsünde muhtaçlar gözetilmeli kimsesizlerin kimsesi olmaya özen gösterilmelidir.Suriyeli muhacirlerin bize ensar olma fırsatı verdiğini unutmadan onlara elimiz uzatmalıyız.Medine ziyaretlerimden birinde güzel sesli bir hafızdan dinlediğim ilahiden bende kalan:

“Bir kulu hor görme sakın.

Belki olur sende yakın.

Hatırını al öylece gel .

Kulum bana doğruca gel.”

 

Sözlerini  unutmam mümkün değil. Ebu’ş -Şeyh İbn Hıbban’ın bir rivayetinde Rasulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:

 

“Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz .” (Tirmizi)

 

 

Sahura kalkınca güzelce abdest alıp birkaç rekat (2 den 12 ye kadar) teheccüd namazı kılmalı. Bütün hak adamlarının vazgeçilmezi olan bu namaz bize  kadir gecesini ihya etme fırsatını verebilir. Kırk yıl bu namazı Yarsinle eda eden aşk adamları Olduğu gerçeği bu yolda elimizden tutabilir.

 

Özellikle farz namazları cemaatle kılmaya gayret edelim. Nefis istediği kadar bahane bulsun Allah sevdiği kulu camiye yakın eder deyip onun evinde Onun kulu olduğumuzu ispat edelim. Hiçbir gerekçe bizleri camilerden uzaklaştırmamalı. Elbette daha takvalı insanların ardında saf tutmak hakkımızdır. Bunun arayışı içinde olmalıyız. Sözü sohbeti dinlenen, arkasında huzurla namazlarımızı eda edeceğimiz güzide imamlarımız mutlaka vardır. Gönül ehli onları tanır. Bi tarih bölgemizin seçkin âlimlerinden Merhum Halil Tatlıgül hocamızı ziyaret etmiştim. Sohbetinde “tek nefeste fatihayı okuyanın namazı tam olmaz” buyurdular. O mecliste hazır bulunan genç imamlardan biri sohbet çıkışı “ben zammı sureyle beraber Fatihayı tek nefeste okuyarak teravih kıldırıyordum. Ne olacak şimdi” diye teessürünü ifade etmişti.

 

Önemli bir husus ta iftarları israfa çevirmeden Müslüman’a yakışır tarzda hazırlamalı. Garipleri ve fukarayı bu sofralara davet etmelidir. Evvelki Ramazanlardan birinde Kumru ilçemizin belediye başkanına iftar davetlisiydim. Onun anlatışına göre önceki başkanlardan biri hanımına vali ve arkadaşlarının iftara geleceğini söylemiş. Kadın çok iyi bir hazırlıkla iftar sofrasını hazırlamış. Tabi bizimki kasabadaki hamallar başta olmak üzere yoksulları toplayıp eve getirmiş. Misafirlerin arasında vali arayan kadın sitem edince başkan bey; bunların validen ne farkları var diyerek hanımını teselli etmiş.Hani insanlar içinde Allahın saklı velileri vardır derler ya işte böyle aranır.

 

Ramazan dışında yaptığımız evrad ve ezkara daha bir önem vermeli, hususan iftar yaklaşırken duaların reddedilmeyeceği gerçeğinden gaflet etmemelidir. Bazı kardeşlerin gece uyumayıp gündüz uykuya oruç tutturduğunu duymayan yok gibidir. Tabi bu durum  “uykuya oruç tutturan cenneti rüyasında görür “ esprisine neden olmaktadır. Bu uzun günlerin elbette meşakkati olacak. Cennetin ucuz olmadığını akıldan çıkarmamalı.

 

Ramazanın son on gününde camilere girerken itikafa niyetle girilmeli, itikaf sevabından nasibimizi unutmamalıdır. Sevgili Peygamberimizin hiç terk etmediği bu sünneti ihyaya gayret etmeliyiz. Hâsılı kelam takva diplomasını hak edecek bir samimi gayretin içinde olmalıyız.

      

Yüce Rabbim hepimizin Ramazanını mübarek eylesin. Yaptığımız ve yapacağımız ibadet ve taatı en güzel şekilde kabul eylesin.Son nefese kadar rızası yolunda ,Peygamberimizin izinde bizleri daim eylesin.Bu ramazanda takva diplomasını almayı bize nasip kılsın!!!….

 

RECEP UZUN

Yorumlar

Reklam
BİR YORUM YAZIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.