İki Cennet Arası İstikamet

“Korkma kafirden ateş olsa yandırmaz seni,

     Müstakim ol Hazreti Allah utandırmaz seni.”

Diyarbakırlı Said Paşa

İnsan oğlunun elest bezminden ebet diyarına yolculuğu cennette başladı elbet. Dünyaya inen ilk insan  Adem babamıza  Yüce Yaratıcı yol harıtasını da vermeyi ihmal etmedi.Yeryüzünün kutlu misafirine on sayfalık bir kitap verildi.İnsan oğlu dünya gurbetinde iki düşmanla baş ederek istikametinden şaşmazsa  yeniden cennete kavuşacaktı elbette. Şeytan ve nefis denilen iki düşmana karşı Rabbiyle gönül bağını kesmeyecek ,yolu sarpa uğrasa bile istikametini şaşırmayacaktı.Dünya imtihanını yüz akıyla verenler kaybettiğine hayıflandığı cenneti ebediyen kazanmış olacaktı.Tarih bunun yaşanmış emsalsiz örnekleriyle doludur.Peygamberler tarihi, insanlık  tarihiyle başlar.Her peygamber cennet yolunun kilometre taşları gibidir.Onları dikkate alan ,onlara kulak veren her insan mutlu ,huzurlu bir hayat sürüp iman pusulasını elinden düşürmeden kendilerinden sonra gelenlere emanet edip kabir kapısından mahşer sabahına yola devam etmişdir.

Şimdi beş milyar yaşında olduğu tahmin edilen dünyamızın son dönemecinde bizler sahnedeyiz. Ebedi yol haritamız olan Kuranımızın 46, suresinin 13 ve 14. Ayetleri bakın bizi nasıl  müjdeliyor:

“Rabbimiz Allah’tır diyen sonrada ( iman istikametinde dosdoğru olup) bu söze uygun hayat yaşayanlara ne bir korku vardır, nede üzüntü çekeceklerdir. İşte bunlar yaptıklarının karşılığı olarak içinde ebedi kalmak üzere cennetliktirler.”

İşte Fatiha suresinde beş vakit namazın her rekatında okuduğumuz “Bizi dosdoğru yola ilet” diye günde kırk defa tekrar ettiğimiz duanın hayata geçirilmesine sıratı müstakim  diyoruz. Yemen diyarından Medineye köle olarak getirilmiş, Medine pazarından peygamberimiz tarafından satın alınıp hürriyete kavuşturulmuş Sevban’ın  aşk ve istikameti hepimiz için çok güzel bir derstir.Sevgili peygamberimiz ona isterse kavmine dönebileceğini söyleyince  “senin olmadığın bir diyarda ben nasıl yaşarım?  “ cevabı vermişti. Aynı sahabeyi evinin eşiğinde ağlarken gören peygamberimiz(s.a.v)  sebebini sorunca Sevban “seni bir saat görmesem özlüyorum. Cennette seni göremezsem halim nice olur diye düşündüm, onun için ağlıyorum” cevabını vermişti. Onu ve onun gibi peygamber âşıklarına bayram ettirecek  “Ey Sevban kişi sevdiği ile beraber olacaktır” müjdesini verdiler. Bu olay üzerine göklerin hükmü de imdada yetişmiş oldu. Nisa Suresi 69 : ”Kim Allah’a ve peygambere itaat ederse işte onlar Allahın kendilerine lutufta bulunduğu peygamberler, sıdıklar, şehitler ve salih kişilerle beraber (cennette) dirler.Bunlar ne güzel arkadaştırlar.”ayeti geldi.

Şimdi kutlular kervanında olanların bazı özelliklerini görelim;

1. İnançta istikamet: Allahın kitabında tayin ettiği, peygamberimizin açıklayarak her türlü şüpheden arındırdığı İslam inanç esaslarını gönülden kabul edip dile getirmek.Bu esaslar altı tane olup her müminin bildiği imanın altı şartıdır.(Konuyla ilgili geniş bilgi isteyen kardeşlerimize Pr.dr.Mehmet Bulut :İslam Akaidi ile Ali Muhammet Sallabi’nin İslam İnanç esasları’ nı tavsiye ederim) Çünkü inançta eğrilik ve bozukluk ebedi felakete kapı açmaktadır.Şeytan ve avenesi en çok imanımızı bozmak için tuzaklar kurup, özellikle  gençliğimizi bizden koparmaya çalışmaktadır.

2.İbadette istikamet: Başta namaz olmak üzere rabbimizin bizden istediği ,Peygamberimizin bizzat yaşayarak tarif ve tatbik ettiği ibadetlerimizi seve seve hatta aşkla yerine getirmeliyiz.Bizim alnımızı secdeye götürmeyen/götüremeyen imanın cennete de götüremeyeceğini unutmayalım.Hatta Cenabı Hak namazı ciddiye almayıp gafletle kılanlara bile “yazıklar olsun” buyururken birde namazı terk etmenin vahametini düşünmek lazım.Müddesir suresinin 42 ve 43. Ayetleri cehenneme girenlere cennetliklerin neden buraya düştüklerini sormalarını ve cevabı bildirir : “sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?” onlar şöyle cevap verirler “biz namaz kılanlardan değildik”.

Kişinin namazı ne kadar düzgün (müstakim)se ;  cennet yolculuğunda istikameti de o nispette düzgün olur.Namazdaki istikametini namazdan sonra bozanların dürüst namaz kılmadıklarını düşünmeleri lazım.Zaten ibadet demek Allah’ımızın emredip razı olduklarını, peygamberimizin eda ettiği şekilde yapmak olduğunu bilmeyen yoktur.Mümin namazının kabul olduğunu günahlardan uzak durmasından  anlar.

3.Söz ve davranışlarda istikamet: Dürüst müslümanın dili de, davranışları da dini gibi düzgün olmalı. Peygamberi beyanda “kulun imanı düzelmez kalbi düzelinceye kadar.kalbide düzelmez dili düzelinceye kadar” (Ahmed b. Hambel )  bu hakikate dikkatimizi çekmiş oluyor.

“ Yare bakmaz ,aşka ama, bir gözün vay haline

  Söyle bülbül ;goncadan mahrum özün vay haline!

  Her ne sadır olsa dilden can duyar,  canan duyar;

  Feyzi sevdadan nasipsiz her sözün vay haline !”  (Seyri)

4.Dostlukta ve arkadaşlıkta istikamet: Yılan gibi eğri büyrü olanın dostluğu da yalandır. İbrahim (a.s.) gibi sadık bir dost ve arkadaşlık insana ateşten kurtarabilir.Tevbe Suresi 119. “Ey iman edenler! Emir ve yasaklarına riayet etmek suretiyle Allah’a karşı saygılı ve duyarlı olun. Dürüst ve erdemlice bir hayat sürerek kötülüğün her çeşidinden titizlikle sakınıp ve zulme karşı inananların safında yerinizi alarak daima doğrularla beraber olun!” ayeti bu konuda istikametimizi belirlemiştir. Doğru olacağız ve doğrularla dost ve arkadaşlığa dikkat edeceğiz.  “Kişi arkadaşının dini üzeredir “ nebevi ikazını unutmayacağız.

.

5.İş hayatında istikamet ve dürüstlük: Bu konuda Mutaffifin suresinin ilk ayetlerinde gerekli ve yeterli uyarılar mevcut  1. “Gerek ticari hayatta, gerekse diğer toplumsal ilişkilerde ölçü ve tartıyı eksik tutanların vay hâline! 2. Onlar ki, insanlardan bir şey alırken haklarını eksiksiz isterler. 3. Fakat başkalarına bir şey ölçüp tartarak verecekleri zaman işin içine hile karıştırır, vereceklerini eksiltmeye çalışırlar. 4. Peki bunlar, yeniden diriltilip hesaba çekileceklerini bilmiyorlar mı?” Özellikle sevgili Peygamberimizin “Bizi aldatan bizden değildir “ sözü kulağımızda küpe olmalıdır. Dünyanın en kalabalık Müslüman nufusuna sahip Endonezya ve Malezya gibi ülkelerin Müslümanlığı kabulde en etkili olan unsurların başında dürüst Müslüman tacirler gelmektedir.Günümüz dünyasında insanlığa İslamı tebliğde güzel temsil problemimiz olduğunu unutmayalım.

Sevgili dostlar şu gurbet diyarı darı dünyada  yolculuğumuz mustakim olursa son durağımızda cenneti bulacağımızdan hiç şüphe yoktur.şu imtihan dünyasında Rabbim hepimizi sıratı müstakim üzere bir hayata muvaffak kılsın.!