MANEVİ DEĞERLERİN KORUNMASI
TEDBİRLER ALINMALI
Yeşiliyle, mavisiyle, doğal güzellikleriyle bilinen Ordu ilimiz, maalesef geçtiğimiz günlerde evinin önünde, cezaevinden firar etmiş insan siluetinde, ancak insan diye tabir edemeyeceğimiz, bir cani tarafından bıçaklanarak vahşice öldürülen Ceren Özdemir kızımızın haberiyle, gündeme geldi. Henüz acımız çok taze iken, bu güzel memleketimiz, bu kez 64 yaşındaki bir adam tarafından, 4 yaşındaki bir erkek çocuğumuza yönelik cinsel istismar ve darp eylemleri nedeniyle gündeme taşındı.
Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, tecavüz vakıalarının artarak devam etmesi, uyuşturucu kullanımının çocuk yaşlara kadar inmesi, aslında ülke olarak geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor.
Burada elbette hukukçu olarak; yasal düzenlemelerdeki cezai müeyyidelerin yetersiz olduğu, ceza infaz kurumlarının ıslah edici özelliğinin olmadığı, bu nedenle bir şekilde suça karışmış insanların topluma yeniden kazandırılmasında da ciddi sıkıntılar olduğunu söylemek mümkün. Ceza ve infaz yasalarımızda elbette bir çok sorun var. Ceren kızımızın, katilinin; daha öncesinde bir çocuk cinayetinden hükümlü olduğu ve cezaevinde yattığı süre boyunca yeni cinayetlerin hayallerini kuran bir psikopat olduğu halde, bu durumun öncesinde cezaevi psikologları tarafından tespit edilmeyerek cinayete ihmal suretiyle sebep olunmuştur. Ayrıca İdari Memurlar, Cezaevi Doktoru, Psikiyatrist, Psikolog tarafından oluşan Ceza İnfaz Kurumu İdare Ve Gözlem Kurulu’nun, Ceren’in katili ile ilgili “iyi halli olması nedeniyle açık cezaevine geçmesine izin” raporu veren kamu görevlilerimizin de ihmalinin olduğunu düşünüyorum.
Devletin, kolluk güçleriyle, adli birimleri ile suç işlendikten sonra suçlunun tespiti ve cezalandırılması görevinin olmasının yanında, suçun işlenmesinin önlenmesi görevi de bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde kadın cinayetleri ve çocuk istismarı ve ensest vakıaların artmış olması, manevi değerlerimizi ne derece yitirdiğimizi, göstermektedir.
Her gün ekranlarda, dizi, film vs, gibi yayınlar; manevi değerlerimizi yok etmekte, ahlaki çöküşümüzü hızlandırmaktadır. Devletimizin; RTÜK, diyanet işleri ve milli eğitim kurumlarında esaslı reformlar yaparak, manevi değerlerimizi koruması ve suçun işlenmesinin, önlenmesine yönelik tedbirler alması gerekmektedir.