ALTIN
DOLAR
EURO
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ordu °C

MANEVİ DEĞERLERİN KORUNMASI

Av. Mehmet Sami UZUN
1984 yılında doğdu. Ortaokul ve Liseyi Fatsa Anadolu İmam-Hatip Lisesinde tamamladı. 2013 yılında Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesinden (Tam Burslu) mezun oldu. Hukuk Fakültesini derece ile bitirdikten sonra, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Kamu Hukuku Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Eğitimine devam etti. Halen “Özel Hayatın Gizliliği Kapsamında İletişim, İzleme ve Kayıt Araçlarının Hukuki Sınırları” tez konusu ile ilgili olarak araştırmaları devam ektedir. Halen serbest Avukat olarak görev yapmaktadır. Evlidir ve bir çocuk babasıdır.
21.12.2019
257
A+
A-

TEDBİRLER ALINMALI

Yeşiliyle, mavisiyle, doğal güzellikleriyle bilinen Ordu ilimiz, maalesef geçtiğimiz günlerde evinin önünde, cezaevinden firar etmiş insan siluetinde, ancak insan diye tabir edemeyeceğimiz, bir cani tarafından bıçaklanarak vahşice öldürülen Ceren Özdemir kızımızın haberiyle, gündeme geldi. Henüz acımız çok taze iken, bu güzel memleketimiz, bu kez 64 yaşındaki bir adam tarafından, 4 yaşındaki bir erkek çocuğumuza yönelik cinsel istismar ve darp eylemleri nedeniyle gündeme taşındı.

Kadın cinayetleri, çocuk istismarı, tecavüz vakıalarının artarak devam etmesi, uyuşturucu kullanımının çocuk yaşlara kadar inmesi, aslında ülke olarak geldiğimiz noktayı gözler önüne seriyor.

Burada elbette hukukçu olarak; yasal düzenlemelerdeki cezai müeyyidelerin yetersiz olduğu, ceza infaz kurumlarının ıslah edici özelliğinin olmadığı, bu nedenle bir şekilde suça karışmış insanların topluma yeniden kazandırılmasında da ciddi sıkıntılar olduğunu söylemek mümkün. Ceza ve infaz yasalarımızda elbette bir çok sorun var. Ceren kızımızın, katilinin; daha öncesinde bir çocuk cinayetinden hükümlü olduğu ve cezaevinde yattığı süre boyunca yeni cinayetlerin hayallerini kuran bir psikopat olduğu halde, bu durumun öncesinde cezaevi psikologları tarafından tespit edilmeyerek cinayete ihmal suretiyle sebep olunmuştur. Ayrıca İdari Memurlar, Cezaevi Doktoru, Psikiyatrist, Psikolog tarafından oluşan Ceza İnfaz Kurumu İdare Ve Gözlem Kurulu’nun, Ceren’in katili ile ilgili “iyi halli olması nedeniyle açık cezaevine geçmesine izin” raporu veren kamu görevlilerimizin de ihmalinin olduğunu düşünüyorum.

Devletin, kolluk güçleriyle, adli birimleri ile suç işlendikten sonra suçlunun tespiti ve cezalandırılması görevinin olmasının yanında, suçun işlenmesinin önlenmesi görevi de bulunmaktadır. Özellikle ülkemizde kadın cinayetleri ve çocuk istismarı ve ensest vakıaların artmış olması, manevi değerlerimizi ne derece yitirdiğimizi, göstermektedir.

Her gün ekranlarda, dizi, film vs, gibi yayınlar; manevi değerlerimizi yok etmekte, ahlaki çöküşümüzü hızlandırmaktadır. Devletimizin; RTÜK, diyanet işleri ve milli eğitim kurumlarında esaslı reformlar yaparak, manevi değerlerimizi koruması ve suçun işlenmesinin, önlenmesine yönelik tedbirler alması gerekmektedir.

Yorumlar

Reklam
BİR YORUM YAZIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.