İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SORUNSALI
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ SORUNSALI
“KADININ BEYANI ESASTIR!”
Yargıtay, cinsel suçlarda “hiç bir kadın iffetini konu ederek masum bir insana iftira atmaz” kabulü ile, kadının beyanını esas alarak mahkumiyet kararı vermekteyken, son yıllarda meydana gelen çok sayıda mağduriyet vakıası nedeniyle geri adım atmış, kadının beyanı dışında, sanık ile husumetinin olup olmadığını, suç atması içim bir neden olup olmadığının da nazara alınması gerektiğini kabul etmiştir.
6284 Sayılı Ailenin Korunması Hakkında Kanun ve 11 Mayıs 2011 yılında Türkiye’nin de imzaladığı “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” (İSTANBUL SÖZLEŞMESİ) İstanbul sözleşmesi “kadının beyanını esastır ilkesi” çerçevesinde tanzim edilmiştir.
Bu düzenlemeler, çeşitli mağduriyetlere sebebiyet vermekte, bu durumu istismar eden kadınlar tarafından zaman zaman kötüye kullanılmaktadır.
Yakın zamanda gerçekleşen somut bir olaydan örnek verecek olursak;
“Zonguldak’ta öz çocuklarına cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan İ.G., beraat etti. Anne G.G., aralarında geçimsizlik olduğunu, eşine iftira attıklarını ve şikayetini geri çektiğini söyledi.
Ereğli ilçesinde yaşayan G.G., geçen yıl eşi İ.G.’nin iki çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. İfadeleri alınan çocuklar da babalarının kendilerine cinsel istismarda bulunduğunu söyledi.
Tutuklanan İ.G. hakkında ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan dava açıldı. Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın önceki duruşmasında ifadesi alınan G.G., eşiyle aralarında geçimsizlik olduğunu, eşine iftira attıklarını ve şikayetini geri çektiğini anlattı.
Mahkeme Başkanı ise kadının çelişkili ifadelerine tepki göstererek, “Çocuk oyuncağı mı bu?” diye tepki gösterdi.
Önceki gün görülen duruşmaya tutuklu sanık İ.G. ve avukatı katıldı. İ.G.’nin avukatı, G.G.’nin şikayetini geri alması, geçimsizlik nedeniyle boşanmak için böyle bir suçlama yöneltmesi nedeniyle müvekkilinin mağdur olduğunu ve beraatini talep etti. Mahkeme heyeti, G.G. ve çocukların çelişkili ifadeleri, suçun oluştuğuna dair somut ve yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle İ.G.’nin beraatine karar verdi.”
Bu dramatik örnekleri çoğaltmak mümkün. Geçen hafta girdiğim bir CMK ifadesinde, mağdure kız “babasına çok kızdığını, ceza almasını istediği için bu şekilde ifade verdiğini”belirtmiştir. Nihayetinde takipsizlik kararı verilmiştir. Yine eşini evden uzaklaştırıp, sevgilisini evine alan kadını duyunca tüylerim ürpermişti.
Bu örneklerden yola çıkarak, kadının beyanını esas alan yasal düzenlemeler gözden geçirilmeli, sıkça gerçekleşen kadına karşı şiddet, cinsel suç vakıaları da nazara alınarak; kadının yaşama hakkı, devletin koruma görevi de gözardı edilmeden, daha adil ve hakkaniyete uygun yasalar getirilmelidir. Türkiye, İstanbul sözleşmesi uygulamaktan derhal vazgeçmeli, ya da sözleşme hakkaniyete uygun revize edilmelidir.
Av. Mehmet Sami UZUN
19/12/2019