ALTIN
DOLAR
EURO
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ordu °C

RAHMET VE MAĞFİRET AYI “RAMAZAN”

12.04.2021
585
A+
A-
RAHMET VE MAĞFİRET AYI “RAMAZAN”
Reklam

Kuran’ın öğrettiği ilk konu: Hamd bilinci

Kuranı Kerimi elimize aldığımızda ilk sure bize Alemlerin Rabbine Hamd etmeyi öğretiyor.’’ Hamd, âlemlerin Rabb’i Allah’a aittir.’’ Her türlü hamd, övgü, şükür, minnettarlık, saygı, yücelik, azamet, şeref ve ululuk, kainatı yoktan var eden, tüm canlıları besleyen, eğiten, yöneten ve yönlendiren Allah’a aittir. Gerçek anlamda övülmek O’nun hakkıdır ve yalnızca O’na yaraşır. Zira bütün iyiliklerin, güzelliklerin kaynağı ve asıl sahibi O’dur. Her varlığı kendi yaratılışındaki amaç ve hikmete uygun niteliklerle donatan, onları daima iyiye ve güzele yönlendirerek her şeye hedef ve yolunu gösteren O’dur. Kulağa duymayı, göze görmeyi, güneşe ışık vermeyi, kelebeğe uçmayı, çiçeğe açmayı, ağaca meyve vermeyi öğreten O olduğu gibi, sizi dünyada ve ahirette mutluluğa iletecek bu kitabı gönderen de O’dur. O halde insan, bütün iyiliklerin ve güzelliklerin kaynağı olan Rabb’ini tüm kalbiyle övüp yüceltmeli, en derin saygı ve şükran duygularıyla O’nun hükümlerine boyun eğmeli ve yalnızca O’na kul olmalıdır. Ey bütün iyiliklerin, güzelliklerin kaynağı olan Allah’ım! Her türlü övgüye, teşekküre layık olan yalnızca sensin. Bizlere bahşettiğin bunca nimetlerden dolayı sana sonsuz şükürler olsun ya Rab!

Kitabımızı elimize aldığımızda ilk sayfayı açınca bir olan Rabbimize hamd ve şükür etmeyi öğreniyoruz.

Yokluktan varlığa insan olarak gelmek, Müslüman bir mümin olarak hayat bulmak, alemlere rahmet Peygamberin ümmeti olma şerefine ermek, sekiz cennetin kapılarının açıldığı mübarek ramazana kavuşmak ne kadar büyük bir devlet, ne kadar yüce bir nimet elhamdülillah. Rabbim bu güzelliklerin kıymetini bilenlerden eylesin!

Bu Ramazanı hakkıyla değerlendirmek için şöyle bir program yapabiliriz:

  1. Her gün bir cüz okumalı ve bu cüzde öne çıkan üç konu ne olabilir sorusunun cevabını aramalıyım. Mesela ilk cüzde hamd, takva ve tarih şuuru ön plana çıkıyor.(Kuranın temel konuları: her cüzden üç mesaj; Rıfat Oral)Mutlaka kendine uygun bir tefsirden okuyabilirsin.(Mahmut Toptaş ; Şifa Tefsiri v.b.)
  2. Oruca niyet ederken göz- kulak, el-ayak, dil-dudak da oruç tutacak diye niyet edelim. Sadece mideyle oruç tutmak bizi kemale götürmez. Kimyayı saadetten oruç bahsini yeniden okursak mesele anlaşılır.
  3. Namazları ikame (dosdoğru ) ye dikkat etmeli. Özellikle teravih, teheccüt namazları bu ay için çok önemli fırsatlardır. Teravihi dileyen 20, dileyen 8 kılar ama müekket bir sünnet olduğu için ihmal etmeyelim. Keşke diyanet yatsının ilk sünneti yerine 8 rekat teravihe teşvik etseydi camide yatsının 4 rekat farzı, son 2 rekat sünnet ve 8 rekat teravih cem’an 14 rekat yapar camide eda edilseydi olağan üstü dönemde yerinde olurdu. Kurallar da ihlal edilmeden yapılabilirdi.
  4. Zekât ve sadakalar ihtiyaç sahiplerine Ramazanın ilk günlerinde ulaştırılmalı. Evimizde israftan uzak durup fakirlerin imdadına koşabiliriz. İkram ederek doymayı öğrenmemiz lazım. Fakir yok deyip gözlerini kapatanlardan olmayalım inşallah. İmkânlarımız imtihanlarımızdır unutmayalım.
  5. Tövbelerimiz, naz ve niyazlarımız bu ayda çoğalmalı. Bir arınma ayındayız. Hem Nisan hem Ramazan bu rahmette maddi manevi arınma, temizlenme, şifa bulma zamanıdır. Rabbim maddi ve manevi hastalıklardan kurtuluş nasip etsin! Sahabe efendilerimizin hayatını okuyalım. Onlar peygamberimizin yetiştirdiği örnek ve önder nesildir unutmayalım. Şerafettin Kalay hocanın ‘’ örnek nesil ‘’ kitabı ve M.Emin Yıldırım’ ın   ‘’ sahabe iklimi’’   kitapları tavsiye edilir.
  6. Bir hadis dersimiz olsun. Erkam Yayınlarının ‘’riyazüs salihin ‘’ kitabı çok güzel bir başlangıç olabilir. Diyanet in ‘’ Hadislerle İslam ‘’ kitabı da harika bir seçim olur. Böylece evimize Allah Resulünü misafir etmiş oluruz. Kıymetli zamanlarımızı boş şeylere heba etmeyelim inşallah.
  7. Hısım akraba, eş dost ziyaret maksadıyla aranmalı hal ve hatırı sorulmalı mümkünse duaları alınmalı. Günün imkânı buna elveriyor deyip hatırları alınmalı. Diyor ya bir Allah dostu : ‘’ bir gönül al haccı ekber olsun’’ .

İçinde yüzdüğümüz nimetler elden gitmeden kıymeti bilinmeli, şikâyet yerine şükretmelidir. Gülü görüp hamd etmek varken dikene takılıp şikâyet edenlerden olmayalım değerli dostlar. Örnek bir hikâye ile yazımızı bitirelim. Medinede fakir bir Müslüman anlatıyor:

Ramazan-ı Şerif’in ilk günleri, bir akşam vaktiydi. Kapımız çalındı. Çıkıp baktık. Bir zat, Tanrı misafiri kabul eder misiniz, diye sordu. Tereddütsüz, hay hay buyurunuz efendim, diyerek kabul ettik. Evimiz bir oda, bir salondan ibaretti. Biz, ailemle salona taşındık, odayı da tanımadığımız bu misafire tahsis ettik. İmsaktan evvel kalkıp Mescid-i Nebevi’ye gidiyor, akşamdan sonra geliyordu. Fakru zaruret içinde olduğumuzdan çorbadan başka ikramda bulunamıyor, kendi kendimize utanıyorduk. Ama o halinden memnun idi ki, evimizde misafirliği arzu etmişti. Hâlbuki başka çok elverişli menziller vardı.

Günler geçti. Ramazan’ın 27. günü akşamı yani Leyle-i Kadir’den sonraki akşam misafirimiz, misafirperverliğinizden çok memnun kaldım. Bugün yolcuyum. Sizlerden ayrılıyorum. Hakkınızı helal edin, şunu da vali hazretlerine verin, diyerek elimize o zamana kadar hiç görmediğimiz bir zarf verip gitti. Karı koca zarfı valiye verip vermemekte hayli tereddüt ettik. Nihayet fakirliğin sıkıntısıyla belki bir hayır vardır deyip valiye zarfı takdim ettik. Zarfı, heyecanla öpüp başına koyan vali, bunu size kim verdi? Bu zarf Halife Hazretleri’nin zarfıdır, diye merakla sordu. Biz de o yabancı misafirimizin kim olduğunu o zamanlar anlayarak olanları naklettik.

Vali, Halife Hazretleri gelmişler, bunca zaman Medine’de kalmışlar da hiç haberimiz olmamış diye hayıflanarak zarfı açtılar. Bize 500 altın verilmesini irade buyuruyorlarmış. İşte bu menzilimizi o ihsân-ı şâhâne ile yaptık, diye sözünü tamamladı.

Onlardan başka, Halife-i müslimin Sultan Abdülhamid Han’ı Medine’de tanıyan olmamıştı. Vefatlarının senesinde Hoca Efendi ile Şerbetçi Hacı Amca’yı bu hatıra ve Fatihalarla anıyorum. Cenâb-ı Hak cümlesini rahmetine gark etsin!”

Ramazanı Şerifimiz ve ömrümüz mübarek olsun!….

Recep Uzun

Yorumlar

Reklam
BİR YORUM YAZIN

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.